Futbolda İlginç Bilgiler-2

Hindistan, 1950 Dünya Kupasından çekildi. Çünkü FIFA, Hindistanlı futbolcuların yalın ayak maça çıkmasına izin vermedi.

1957'de Charlton Athletic, maçın tamamlanmasına 30 dakika kala 5-1 geride olduğu karşılaşmayı 7-6 kazandı.

2002'de Madagaskar ekibi Stade Olympique L'Emryne, şampiyon AS Adema karşısında kendi kalesine 149 gol attı. Bu ilginç girişimin nedeni ise bir önceki maçta hakemin verdiği karaları protesto etmek içindi.

 Zimbabve'de ordu takımı olan Cone Textiles'in golcü futbolcusu Elisha Banda, sivil bir takıma transfer olduktan sonra eski takım arkadaşları tarafından kaçırıldı. Banda, 8 gün boyunca işkence gördükten sonra ağzı bağlı bir şekilde Harare yakınlarında bulundu.

1973'te Galilee takımının bütün oyuncuları, İsrail ligindeki rakiplerini dövdükleri için geceyi nezarethanede geçirdi.

1986 ve 1990 Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı futbolcularının tavuk yemesi 'uğursuzluk getiriyor' gerekçesiyle yasakladı.

 Fildişi Sahili temsilcisi ASEC Abidjan, 1989 ile 1994 yılları arasında 108 maçta yenilgi yüzü görmedi.

1993'te Paraguay'da Sportivo Ameliano ile General Caballero takımları arasında oynanan maçta 20 kırmızı kart çıktı.


1998'de İngiliz hakem Martin Sylvester, futbolcuya yumruk attığı için kendisine kırmızı kart gösterdi.

1998'de ikinci lig ekibi Jiul Petrosani'de forma giyen Romen orta saha oyuncusu Ion Radu, Valcea takımına 500 kilo et karşılığında satıldı.


2002'de Middlesbrough golcüsü Malcolm Christie, Manchester United maçında son dakika golü attıktan sonra taraftarına koştu ancak gol sevincini abartınca çenesi kırıldı.

İtalyan forvet Luigi Riva, güçlü şutlarından biriyle taraftarın kolunu kırdı.

Sir Stanley Matthews, 33 yıllık kariyerinde hiç kart görmedi.

Michael Laudrup, hem Real Madrid formasıyla Barcelona'ya karşı, hem de Barcelona takımında Real Madrid'e karşı 5-0'lık galibiyetler yaşadı.

Bologna'dan Giuseppe Lorenzo, Parma ile oynadıkları maçın 10. saniyesinde rakibine tekme attığı için kırmızı kart gördü.

                                                                   FURKAN BUĞRA YOLCU

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Futbolda İlginç Bilgiler

1. En fazla seyircinin izlediği bir Dünya Kupası maçı, 1950 Dünya Kupası finali oldu. Brezilya'nın Maracana Stadyumu'nda Brezilya ile Uruguay arasında oynanan final maçını toplam 199 bin 854 kişi izledi.

2. Finlandiya'nın unutulmaz oyuncularından Pentti, 1986'da kendi kalesine 5 gol attı. Maçtan sonra takım arkadaşları tarafından Pentti'ye 'pusula' bile alındı.

3. Mascherano Arjantin A Milli Takımı formasını ilk kez giydiği 16 Temmuz 2003 tarihinde henüz profesyonel seviyede hiçbir kulüpte forma giymemişti.

4. Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu', Milan'a Real Madrid'den 11 milyon pounda gelen Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.

5. Maça idrarını tutarak çıkan bir futbolcu yüzde 21 daha az yoruluyormuş...

6. Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'En çok penaltı kaçıran futbolcu' oldu


7. Trabzonspor, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettiği 25 golle(0.833 gol ortalaması) 'Dünyanın en negatif şampiyonu' unvanını elde etti.

8. Grafite, 20 yaşına kadar ülkesi Brezilya'da Sao Paolo'da çöp topladı.(Al-Ahli)


9. Ryan Giggs karısını, erkek kardeşinin karısıyla 8 yıl boyunca aldattı.

10. John Terry takım arkadaşı Wayne Bridge'in sevgilisiyle birlikte olmuş ve iki futbolcunun arası açılmış.

11. Bir pozisyonda 35,1 km/h hız yapan Antonio Valencia bu alanda lider durumda.

12. Frank Lampard dünyanın en zeki futbolcularından biri. IQ'su tam 150. Futbolcu olmasa atom mühendisi bile olabilirdi.

13. Patrice Evra'nın 23, Alex Song'un ise 27 adet kardeşi var. İki oyuncunun sadece kardeşlerinden 11'er oyuncudan 4 takım çıkarılabilir.

14. 25 yaşındaki Jordi Alba'nın hala ehliyeti yok. Antrenmanlara ise babasıyla gidip geliyor.

15. Borussia Dortmund'un Polonyalı oyuncusu Kuba Blaszczykowski henüz 12 yaşındayken, babasının annesini öldürüşüne şahit oldu.

16. Mario Balotelli İngiltere'deki yaşamı boyunca yaklaşık 10.000 poundluk park cezası yedi.

17. Everton'un 21 yaşındaki dev genç yeteneği Romelu Lukaku, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Flamanca ve Swahili dillerini akıcı bir şekilde konuşabiliyor.

18. Franck Ribery uzun bir süre önce müslümanlığı seçti ve ismini Bilal Yusuf Mohammed olarak değiştirdi. Ancak hala Franck Ribery ismini kullanıyor.

19. Michael Ballack 29 Final oynadı ve hepsini kaybetti. Ve 3 kez'de Ballon D'or için yarıştı ve yine kazanamadı.

20. EURO 2008 Elemeleri'nde Almanya, San Marino'yu deplasmanda 13-0 yendi. Bu skor, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde alınan 'en farklı sonuç' olarak tarihe geçti.

                                                                     FURKAN BUĞRA YOLCU

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Çetin Turan

   28.04.1996 doğumlu olan Çetin Turan, Galatasaray U19 takımında forma giyiyor. Galatasaray'dan önce Altınordu'nun pilot takımı Gümüşordu ve Bucaspor'da forma giyen genç oyuncu, futbola İzmir'in Ceylanspor takımında başlamıştı.

       1.68cm boyundaki oyuncu her iki ayağını da çok iyi düzeyde kullanıyor. Dayanıklılığı çok iyi. Boyu kısa gibi görünse de ikili mücadelelerde rakibini yıkacak kadar kuvvetli. Duran topları iyi kullanıyor. Oyun bilgisi çok iyi. Oyunu her iki yönlü oynayaniliyor, orta sahanın ortasında oynuyor ama gerektiğinde forvet arkasında ya da defansif orta saha olarak da kullanılabilecek bir oyuncu. Top kazanma özelliği çok iyi. Orta sahada bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahip olan Çetin, oyunu çok iyi okuması ve oyunun sıkıştığı anda sorumluluk almasıyla da öne çıkıyor. Rakipten çaldığı toplarla takımı atağa kaldıran, duran toplardaki etkisiyle hem yaptığı asistler hem de attığı gollerle dikkat çekiyor.

       Ceza sahası çevresinden kaleye sert ve isabetli şutlar atma özelliğine sahip. İki ayağını da mükemmel derece iyi kullanır. Mütevazi bir yapıya sahip olan Çetin'in saha içerisinde çok soğukkanlı ve rahat olmasıyla da fark yarattığını söyleyebiliriz.

       Tek eksiğinin fizik olarak zayıf görüntüsü olduğunu söyleyebiliriz ama o fiziğe göre oldukça güçlü bir yapısı var. Çok çalışıp biraz daha güçlenirse sadece alt yapıda değil A takım düzeyinde de başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Bir de maç esnasında kafası sürekli önünde, bu konuya da dikkat edip top ayağındayken tüm sahayı kontrol edebilecek şekilde bir bakış açısı yakalaması lazım. Eğer şımarmazsa ve daha çok çalışırsa Türk futbolu büyük bir yıldız kazanmak üzere. Yolun açık olsun Çetin Turan.

Not: Bu yazı hazırlık aşamdasındayken Çetin Turan, U19 Milli takıma seçildi.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Mustafa Ethem Erboğa

 Bu yazımda birkaç haftadır izlemeye aldığım Beşiktaş U16 takımının 1999 doğumlu forvet oyuncusu Mustafa Ethem Erboğa'dan bahsetmet istiyorum. Futbola Galatasaray alt yapısında başlayan Mustafa, 2013 yılında Avcılar Belediyespor altyapısına geçtikten sonra bu sezon Beşiktaş'a transfer oldu.

        Mustafa çok yönlü bir oyuncu, hem forve thattında hem forvet arkasında rahatlıkla kullanabilecek meziyetlere sahip. Hem toplu oyunda hem topsuz oyunda sürekli oyunun içerisinde. Sahada hiç saklanmıyor, hep boşluk arıyor. Rakip stoperlerle mücadeleden kaçmıyor, çok diri ve güçlü bir yapısı var. Son dakikaya kadar oyundan hiç düşmüyor. Maçın ilk dakikasından son düdüğüne kadar aynı fizik gücünü koruyor olması önemli bir artısı. Ceza sahası içerisindeki bitiriciliği ve gol vuruşları da bu yaş için gayet iyi. Son vuruş konusunda özel çalışmalar yaparak kendisini geliştirirse Beşiktaş'ta kalıcı olabilir. Oyun zekası ve oyun  bilgisi çok iyi. Duran toplardaki hava hakimiyeti ve sıçrama özelliği skora katkı yapmasına yardımcı oluyor. Yaşının verdiği eksikler dışında önemli bir zayıf yönü yok ama bazı pozisyonlarda ağır kaldığını gördüm, biraz daha çabuk düşünüp çabuk hareket etmesi gerek.

        U16 Milli takımımızın son aday kadrosuna baktığımda 2 forvet oyuncumuzun olduğunu ve 1 oyuncunun yaklaşık 2-3 aydır sakat olduğunu öğrenince Mustafa'nın neden alınmadığına şaşırdım. Biraz araştırma yaptım Azerbaycan milli takımına gönderildiğini öğrendim ve bu duruma çok içerledim. İnşallah bu yazdıklarımız biraz dikkate alınır ve milli takım hocalarımız tarafından izlemeye alınır, bu yetenek bizim milli takımımıza kazandırılır. Gelecekte hem Beşiktaş'ın hem de Milli takımımızın senelerce yararlanacağı bir oyuncu olabileceğine inanıyorum. Allah kardeşimizin yolunu açık etsin. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Altyapı

Altyapı ve Uzun Vade

        Günümüzde futbol artık daha endüstriyel bir yapıya bürünmüş durumda... Eskilerde Spor-Toto gelirleri ve bilet hasılatı kulüplerin gelir kaynağı olurken; şimdilerde lisanslı ürün satışı, TV yayınları, borsada işlem gören hisse senetleri ve tahvilleri, sponsorluk ve reklam gelirleri..vs gibi enstrümanlar devreye girdi.

        Elbette bu yatırım enstrümanları başlı başına yeterli olmuyor; zira altyapı dediğimiz temel olmadığı sürece ya tarihin tozlu ve sarı sayfalarında yerinizi alırsınız ya da sürekli dışarıdan oyuncu alıp muhasebe defterinizin sağ tarafının (giderler kısmının) bir hayli kabarık olmasını engelleyemezsiniz. Bu da yüklü bir maliyet anlamına gelir ki, can sıkıcı bir durumdur...

        Spor Toto Süper Lig, 949 Milyon Euro'luk değeriyle parasal açıdan Avrupa'nın en pahalı yedinci ligi; fakat ülke futbolu olarak altyapıda her daim sınıfta kalıyoruz. Yeterli ilgiyi gösterip tesisleşme hamlelerini atmıyoruz. Şampiyonlar Ligi gibi dev bir organizasyonda Anderlecht veArsenal 17-18 yaşındaki oyunculara forma şansı verebiliyorken, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza karşın altyapıda oynayan gençlere A takımda 90+4'te görev veriyoruz.

        Vakt-i zamanında gazetelerimizde boy boy Ajax modeli haberleri verilirdi; nedense iş icraata gelince çivi bile çakılmazdı. Elbette Türkiye'de olumsuz gelişmelerin yanında olumlu gelişmeler de olmuyor değil: Bucaspor'dan ayrılan Seyit Mehmet Özkan, 2012'de İzmir'in bir diğer köklü kulübü olanAltınordu'nun başına geçmesiyle "Şeytanlar" bir anda bambaşka bir takım kimliğine bürünüverdi: U7'ye kadar uzanan altyapı hamleleri gerçekleştirdi. Yeşilyurt ile sınırlı tesislerin üstüne Selçuk ve Kuşadası'nı ekledi. Şu anda yaş ortalaması 23 olan ve tamamı yerlioyunculardan oluşan bir kadro ile PTT 1.Lig'de mücadele ediyorlar. Rol modeli olarak da Athletic Bilbao seçilmiş. Seyit Mehmet Özkan, ülkemizde 30 milyon genç olduğunu ve kendi ülkesinin insanına değer verip onlarla başarıya ulaşmak amacında olduğunu özellikle vurguluyor. Olay yalnızca tesis ve altyapıyla sınırlı kalmıyor. Ulu Önder'in "ben sporcunun zeki çevik ve âhlaklısını severim" özdeyişinden destekler nitelikte hamleleri de söz konusu; bu nedenle iyi futbolcunun, iyi birey ve vatandaştan geçeceğini ve spordaki "fair-play" erdemini de oyuncularına aşılamaya çalışıyor.

        Futboldan anlayan ya da anlamayan hemen hemen herkes Türk futbolunun iyi yönetilmediğini ve iyiye gitmediği konusunda hemfikir; fakat tarafarları olsun,yöneticisi olsun şu günlük başarı peşinden koşmak ve günü kurtarma derdinden bir türlü sıyrılamıyoruz. Genç oyuncuların kendilerini gösterme fırsatını tanımıyoruz; onları yedek kulübelerine hapsedip performanslarının düşmesine, yeteneklerinin körelmesine, belki de ekmeğini kazandığı bu oyundan soğumasına yol açan durumu görmüyoruz ya da görmezden geliyoruz. Yalnızca futbolda değil toplumsal yaşamamızda  da bu durum söz konusu... Bilinmelidir ki; başarı yağmurlu, çamurlu, karlı yollardan geçilerek ulaşılabilir. Siz hiç, belli bir mevkiye gelen insanın çiçekli yollardan geçip de oraya ulaştığını duydunuz mu?

                                                                                     Furkan Buğra Yolcu

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Dünya ve Avrupa Futbolunun Yükselen değeri ''GALLER''

       Galler Britanya'da Birleşik Krallık'a bağlı dört ülkeden biri. Başkenti ve en büyük şehri Cardiff'tir.  Galler dünyanın en eski 3.Futbol Fedarasyonu olmasına rağmen şu ana kadar futbolda adından pek söz ettiremediği bir gerçek.  Fakat futbolun kurallarını belirleyen üç ülkeden biri olması da gözlerden kaçmıyor. Geçmişten gelen köklü futbol geleneğinin meyvelerini son yıllarda almaya başladılar desek doğru bir yargıda bulunmuş oluruz.
       Tenik direktörlüğü şuan 2 yıldır olduğu gibi Chris Coleman yapmaktadır ve 2016 ya kadar sözleşmesi bulunmaktadır. Şüphesiz ki Galler denilince akla dünyanın en pahalı futbolcusu olarak akla gelen Real Madrid'in yıldız oyuncusu Gareth Bale gelir. Galler milli takımının en önemli oyuncusudur. Onu yine başka bir dünya devi olan Aaron Ramsey takip eder. 
       Bu yıldız isimlerin yanı sıra hemen hemen hepsi İngiltere Premier ligde forma giyen gelecek vaad bir çok genci kadrosunda bulunduran Galler bunların meyvesini Euro 2016 Elemelerinde topladığı 11 puanla ( 3G-2B ) Belçika ile liderliği paylaşarak almaktadır. 
        Bale ve Ramsey dışındaki göze çarpan oyunculardan bahsedersek bu sezon Tottenham formasıyla 20 maça çıkan 21 yaşında ki Ben Davies Galler savunmasının yıllarca vazgeçilmezi olacağının sinyallerini veriyor. Yine savunmanın solunda görev alan Swesea ile bu sezon 30 maça çıkan 25 yaşında ki Neil Taylor Galler futbolunun yükselişinde önemli katkıda bulunan genç isimlerden sadece birisi. Bu 2 genç oyuncunun başarısını gruplarda 5 maçta sadece 2 gol yiyen ( birisi penaltıdan ) Galller takımından anlayabiliriz.
       Orta sahasında ise bu sene Liverpool'un bu sezon en önemli oyuncularından olan 25 yaşındaki Joe Allen sorumluluğu üstleniyor. Joe Allen'a yardımcı olan isim ise Cyristal Place'ın tecrübeli oyuncusu Joe Lidley.
     Hücum hattından bahsetcek olursak Bale ve Ramsey demek yeterli olacaktır sanırım. Yaş ortalaması 25 in altında olan Galler milli takımı günümüz futbolunun yeni futbolcu fabrikası diyebiliriz. Bunda İngiltere ile aynı krallıkta olmasının ve İngiliz futboluna Arap sermayesinin girmesiyle birlikte alınan yüksek bonservisli İngiliz olmayan futbolcular etken olduğu söylenebilir. Son dönemde İngiliz futbolunun gerileyip Galler futbolunun atağa kalkmasını Bale gibi Ramsey gibi futbolcuları izlemek biz futbol sevenleri sevindirdiği aşikar.
     Bir kaç turnuva sonrasında tıpkı Belçika gibi Galler Milli takımınıda çeyrek finallerde yarı finallerde göreceğimizden benim şüphem yok açıkcası. Artık grupların demir başı olacakları kesin. Yanılmayacağımı umuyorum ve bir sonraki yazıda görüşme dileğimle yazımı sonlandırıyorum :)

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments