Yaz Transfer Dönemi

Bu yaz döneminde transferin gözdesi olacak 12 ismi, muhtemel taliplerini ve ortalama maliyetlerini sizler için derledik.

MATS HUMMELS
(Borussia Dortmund)
        Yaklaşık olarak 7 sezondur Borussia Dortmund forması giyen Mats Hummels, Jurgen Klopp ile başlayan ve devam etmesi muhtemel yaprak dökümünün en önemli adaylarından birisi. Kendisiyle ilgili transfer iddiaları her geçen gün İngiltere medyasında yer alıyor. Sezon içinde yaptığı açıklamalarda transferine açık kapı bırakan Mats Hummels için en önemli aday herkesin tahmin ettiği üzereManchester United. Louis van Gaal'in en önemli transfer hedeflerinden birisi olan Mats Hummels'in ismi Arsenal'le de anılıyor olsa da transferi bitirmeye yakın olan taraf ManU. Bu önemli transfer için konuşulan rakamlar ise 30-40 milyon Euro arasında.

ALEXANDRE LACAZETTE
(Olympique Lyon)
        Alt yapısından yetiştirdiği oyuncuları iyi bonservisler karşılığında pazarlayan kulüplerin başında gelen Olympique Lyon forması giyen Alexandre Lacazette de bu türden bir oyuncu. Son 2 sezondur gerek istikrarı gerekse kendisini müthiş anlamda geliştirmesi sebebiyle Avrupa'nın dev kulüplerinin listesinde yer almayı başaran Lacazette, transfer sezonunda adını sıkça duyacağımız isimlerin başında geliyor. Bayern MünihDortmund,LiverpoolArsenal ve Manchester City şu an için Alexandre Lacazette ile anılan kulüpler.

MATTEO DARMIAN
(Torino)
        Son 2 sezondur gösterdiği performans ile dikkatleri üzerine çeken ve 2014 Dünya Kupası'nda Cesare Prandelli tarafından kadroya çağrılan Matteo Darmian'ın Torino ile son sezonunu yaşadığını düşünüyorum. Sağ bek olmasına rağmen defansın her bölgesinde oynayabilmesi ve gösterdiği başarılı performans nedeniyle birçok takımın radarında.JuventusBarcelonaArsenal ve transfer ihtimalini çok düşük bulduğum Manchester United ile adı anılan Mattio Darmian için konuşulan rakam 12-20 milyon Euro arasında.

HUGO LLORIS
(Tottenham)
        3 sezondur Tottenham forması giyen ve gösterdiği performansla daha iyisini hakettiğini tabiri caizse bas bas bağıran Hugo Lloris, bu sezon transfer yapmasını beklediğim futbolcuların başında geliyor. Bu denli iyi bir kalecinin kariyerinde hiç şampiyon olmaması, şampiyonluğu hakeden bir performans göstermesi ve devler ligi faktörüyle bu yaz büyük takımlardan gelecek tekliflere hayır demeyeceğini düşünüyorum. Zaten medyaya çıkan haberlere göre David De Gea'nın olası Real Madrid transferinde Manchester United'ın listesinin en başında olduğu yazılıp çiziliyor, kim bilir belki gelecek sezon Kırmızı Şeytanların kalesinde Hugo Lloris olur.

MEMPHIS DEPAY
(PSV)
        PSV ve Hollanda Milli Takımı'nın altın çocuğu. Gösterdiği müthiş gelişim ve performans takdire şayan. Son 2 sezondur müthiş bir şekilde gelişiyor, üstüne koyuyor ve istikrarını devam ettiriyor. 21 yaşındaki genç yetenek, bu transfer döneminde birçok takımı birbirine düşürebilir. Mats Hummels gibi o daLouis van Gaal'in en önemli transfer hedeflerinden birisi. Bunun dışında son birkaç gündür ciddi şekilde Liverpool iddiası ortada dolaşmaya başladı. Bu denli genç ve yetenekli futbolcu için konuşulan rakam da haliyle harika: 25 milyon Pound.

ROBERTO FIRMINO
(Hoffenheim)
        Hoffenheim'da gösterdiği müthiş performansla Brezilya Milli Takımı'na kadar yükselen Roberto Firmino, bu yaz transferini beklediğim isimlerin başında geliyor. Hoffenheim'dan daha büyük takımları hakettiğini bizim söylememize gerek yok, performansı zaten bunu gösteriyor. İsmi Avrupa'nın büyük kulüplerin neredeyse hepsiyle anıldı. Manchester City, Liverpool, Manchester United, Inter, Milan, Juventus, Bayern Münih, Chelsea, B.Dortmund. Yetmez mi?

PAULO DYBALA
(Palermo)
        Yaklaşık 3 sezon önce tamı tamına 12 milyon Euro ödenerek alınan Paulo Dybala, bu sezon hariç hep beklentilerin altında kaldı. Fakat bu sezon gösterdiği harika performans ile geçmiş sezonları unutturan genç bu yetenek, bu sezon 23 gole direkt katkıda bulunarak devleri peşine taktı. Paulo Dybala'nın ismi neredeyse hergün başka bir takımla anılıyor. Şu ana dek JuventusInterNapoli, Manchester City, Arsenal, PSG, Atletico Madrid, Roma, Chelsea, Barcelona, Dortmund ve Liverpool gibi takımlarla anıldı ve anılmaya devam ediyor. 2016'da bitecek sözleşmesi nedeniyle Palermo'nun oyuncuyu bu sezon sonunda göndermesi çok yüksek ihtimal. Yukaridaki takımlarla bahsi geçiyor ve bu transfer için bir adım önde olan kulüp ise Juventus. Transfer için konuşulan rakam 40 milyon Euro civarında.

İLKAY GÜNDOĞAN
(
Borussia Dortmund)
        Mats Hummels'de söylediğim gibi yaprak dökümünün diğer önemli adayı İlkay Gündoğan. Borussia Dortmund, dün İlkay Gündoğan'ın 2016'da bitecek olansözleşmesinin uzatılmayacağını duyurdu. Ağır sakatlıklar yaşaması başka bir takıma olası transferini erteledi desek yanılmış olmayız sanırım. Gelecek sezon bitecek olan sözleşmesi ve Dortmund'un para kazanmak isteyeceğini varsayarsak bu transfer döneminde transfer olasılığı en yüksek isimlerden birisi diyebiliriz. İsmi anıldığı kulüpler ise; JuventusManchester United,Arsenal ve Bayern Münih.

EDIN DZEKO
(Manchester City)
        Manchester City'de istediği kadar şans bulamayan Edin Dzeko'nun bu transfer döneminde ayrılma ihtimalinin epey yüksek olduğunu düşünüyorum. Devre arasında ismiFenerbahçe ile anılsa da mantıklı düşünüldüğünde bu transfer mümkün olmadığını kavramak çok da güç olmasa gerek. Son birkaç haftadır Borussia Dortmund ile ismi ciddi bir şekilde anılıyor. Bu iddiaların yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum ve Edin Dzeko'nun M.City'den bu sezon sonunda ayrılacağına inanıyorum. Dortmund - Edin Dzeko flörtü için konuşulan rakam ise 24 milyon Euro.

PAUL POGBA
(Juventus)
        Henüz yaşı 22 olmasına rağmen dünyada kendi mevkisinin en iyileri arasında olan Paul Pogba, başka takıma transferi yukarıda yazdığım isimlerden daha düşük olsa da ortaya atılan iddialar nedeniyle listeye dahil olabilecek bir isim. Zamanında bonservisini eline verip gönderen Manchester United ve PSG, Paul Pogba'nın en ciddi talipleri. Peki konuşulan rakam? Yetenekleri büyük olunca konuşulan bonservis rakamları haliyle biraz büyük oluyor:70-80 milyon Euro'dan az olmayacağını tahmin etmek zor değil.

AYMERIC LAPORTE
(Athletic Bilbao)
        Atletic Bilbao'nun 21 yaşındaki yıldızı Aymeric Laporte, yaklaşık olarak 1 senedir dev takımların listesinde yer alıyor. İstikrarı ve her sene üzerine koyan futbolu nedeniyle gözde olan Laporte'nin Athletic Bilbao kariyerinin bu sezon itibariyle sona ermesi oldukça yüksek ihtimal. Avrupa basınını takip edenlerin göreceği üzere, son zamanlarda kendisiyle ilgili transfer iddiaları oldukça ayyuka çıkmış durumda. Manchester United, Arsenal, Chelsea, Barcelona, Bayern Münih ve Manchester City şuan için isminin anıldığı kulüpler. Bu transfer için konuşulan rakamlar ise 30-35 milyon Euro civarı.

MORGAN SCHNEIDERLIN
(Southampton)
        2 sezondur Premier Lig'de oynadığı futbolla her futbolseverin sempatisini kazanan Southampton kadrosunun en önemli isimlerin biri. Oynadığı futbolla Fransa Milli Takımı'na kadar yükselen Morgan Schneiderli,n bu yaz transfer yapması en muhtemel futbolculardan biri. Geçen sezondan beri Arsenal kendisiyle ilgileniyor ve bu ilgi bu dönemde de devam ediyor. Son birkaç gündür Tottenham iddiası da gazeteleri süslüyor. Ayrıca İngiltere medyası Jon Obi Mikel'in takımdan ayrılması durumdaChelsea'nin bu bölgeye Morgan Schneiderlin'in düşündüğünü yazdı. Morgan Schneiderlin savaşından kim galip çıkacak, hep birlikte bekleyip görelim..


                      Transfer Merkezi'den alınmıstır.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Futbolda İlginç Bilgiler-2

Hindistan, 1950 Dünya Kupasından çekildi. Çünkü FIFA, Hindistanlı futbolcuların yalın ayak maça çıkmasına izin vermedi.

1957'de Charlton Athletic, maçın tamamlanmasına 30 dakika kala 5-1 geride olduğu karşılaşmayı 7-6 kazandı.

2002'de Madagaskar ekibi Stade Olympique L'Emryne, şampiyon AS Adema karşısında kendi kalesine 149 gol attı. Bu ilginç girişimin nedeni ise bir önceki maçta hakemin verdiği karaları protesto etmek içindi.

 Zimbabve'de ordu takımı olan Cone Textiles'in golcü futbolcusu Elisha Banda, sivil bir takıma transfer olduktan sonra eski takım arkadaşları tarafından kaçırıldı. Banda, 8 gün boyunca işkence gördükten sonra ağzı bağlı bir şekilde Harare yakınlarında bulundu.

1973'te Galilee takımının bütün oyuncuları, İsrail ligindeki rakiplerini dövdükleri için geceyi nezarethanede geçirdi.

1986 ve 1990 Dünya Kupası'nda, Arjantin Milli Takımı futbolcularının tavuk yemesi 'uğursuzluk getiriyor' gerekçesiyle yasakladı.

 Fildişi Sahili temsilcisi ASEC Abidjan, 1989 ile 1994 yılları arasında 108 maçta yenilgi yüzü görmedi.

1993'te Paraguay'da Sportivo Ameliano ile General Caballero takımları arasında oynanan maçta 20 kırmızı kart çıktı.


1998'de İngiliz hakem Martin Sylvester, futbolcuya yumruk attığı için kendisine kırmızı kart gösterdi.

1998'de ikinci lig ekibi Jiul Petrosani'de forma giyen Romen orta saha oyuncusu Ion Radu, Valcea takımına 500 kilo et karşılığında satıldı.


2002'de Middlesbrough golcüsü Malcolm Christie, Manchester United maçında son dakika golü attıktan sonra taraftarına koştu ancak gol sevincini abartınca çenesi kırıldı.

İtalyan forvet Luigi Riva, güçlü şutlarından biriyle taraftarın kolunu kırdı.

Sir Stanley Matthews, 33 yıllık kariyerinde hiç kart görmedi.

Michael Laudrup, hem Real Madrid formasıyla Barcelona'ya karşı, hem de Barcelona takımında Real Madrid'e karşı 5-0'lık galibiyetler yaşadı.

Bologna'dan Giuseppe Lorenzo, Parma ile oynadıkları maçın 10. saniyesinde rakibine tekme attığı için kırmızı kart gördü.

                                                                   FURKAN BUĞRA YOLCU

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Futbolda İlginç Bilgiler

1. En fazla seyircinin izlediği bir Dünya Kupası maçı, 1950 Dünya Kupası finali oldu. Brezilya'nın Maracana Stadyumu'nda Brezilya ile Uruguay arasında oynanan final maçını toplam 199 bin 854 kişi izledi.

2. Finlandiya'nın unutulmaz oyuncularından Pentti, 1986'da kendi kalesine 5 gol attı. Maçtan sonra takım arkadaşları tarafından Pentti'ye 'pusula' bile alındı.

3. Mascherano Arjantin A Milli Takımı formasını ilk kez giydiği 16 Temmuz 2003 tarihinde henüz profesyonel seviyede hiçbir kulüpte forma giymemişti.

4. Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu', Milan'a Real Madrid'den 11 milyon pounda gelen Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.

5. Maça idrarını tutarak çıkan bir futbolcu yüzde 21 daha az yoruluyormuş...

6. Kolombiya maçında kazanılan 3 penaltıdan da yararlanamayan Arjantinli Martin Palermo, uluslararası bir maçta 'En çok penaltı kaçıran futbolcu' oldu


7. Trabzonspor, 1979-80 sezonunda 30 maçta kaydettiği 25 golle(0.833 gol ortalaması) 'Dünyanın en negatif şampiyonu' unvanını elde etti.

8. Grafite, 20 yaşına kadar ülkesi Brezilya'da Sao Paolo'da çöp topladı.(Al-Ahli)


9. Ryan Giggs karısını, erkek kardeşinin karısıyla 8 yıl boyunca aldattı.

10. John Terry takım arkadaşı Wayne Bridge'in sevgilisiyle birlikte olmuş ve iki futbolcunun arası açılmış.

11. Bir pozisyonda 35,1 km/h hız yapan Antonio Valencia bu alanda lider durumda.

12. Frank Lampard dünyanın en zeki futbolcularından biri. IQ'su tam 150. Futbolcu olmasa atom mühendisi bile olabilirdi.

13. Patrice Evra'nın 23, Alex Song'un ise 27 adet kardeşi var. İki oyuncunun sadece kardeşlerinden 11'er oyuncudan 4 takım çıkarılabilir.

14. 25 yaşındaki Jordi Alba'nın hala ehliyeti yok. Antrenmanlara ise babasıyla gidip geliyor.

15. Borussia Dortmund'un Polonyalı oyuncusu Kuba Blaszczykowski henüz 12 yaşındayken, babasının annesini öldürüşüne şahit oldu.

16. Mario Balotelli İngiltere'deki yaşamı boyunca yaklaşık 10.000 poundluk park cezası yedi.

17. Everton'un 21 yaşındaki dev genç yeteneği Romelu Lukaku, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, Flamanca ve Swahili dillerini akıcı bir şekilde konuşabiliyor.

18. Franck Ribery uzun bir süre önce müslümanlığı seçti ve ismini Bilal Yusuf Mohammed olarak değiştirdi. Ancak hala Franck Ribery ismini kullanıyor.

19. Michael Ballack 29 Final oynadı ve hepsini kaybetti. Ve 3 kez'de Ballon D'or için yarıştı ve yine kazanamadı.

20. EURO 2008 Elemeleri'nde Almanya, San Marino'yu deplasmanda 13-0 yendi. Bu skor, Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde alınan 'en farklı sonuç' olarak tarihe geçti.

                                                                     FURKAN BUĞRA YOLCU

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Çetin Turan

   28.04.1996 doğumlu olan Çetin Turan, Galatasaray U19 takımında forma giyiyor. Galatasaray'dan önce Altınordu'nun pilot takımı Gümüşordu ve Bucaspor'da forma giyen genç oyuncu, futbola İzmir'in Ceylanspor takımında başlamıştı.

       1.68cm boyundaki oyuncu her iki ayağını da çok iyi düzeyde kullanıyor. Dayanıklılığı çok iyi. Boyu kısa gibi görünse de ikili mücadelelerde rakibini yıkacak kadar kuvvetli. Duran topları iyi kullanıyor. Oyun bilgisi çok iyi. Oyunu her iki yönlü oynayaniliyor, orta sahanın ortasında oynuyor ama gerektiğinde forvet arkasında ya da defansif orta saha olarak da kullanılabilecek bir oyuncu. Top kazanma özelliği çok iyi. Orta sahada bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiye sahip olan Çetin, oyunu çok iyi okuması ve oyunun sıkıştığı anda sorumluluk almasıyla da öne çıkıyor. Rakipten çaldığı toplarla takımı atağa kaldıran, duran toplardaki etkisiyle hem yaptığı asistler hem de attığı gollerle dikkat çekiyor.

       Ceza sahası çevresinden kaleye sert ve isabetli şutlar atma özelliğine sahip. İki ayağını da mükemmel derece iyi kullanır. Mütevazi bir yapıya sahip olan Çetin'in saha içerisinde çok soğukkanlı ve rahat olmasıyla da fark yarattığını söyleyebiliriz.

       Tek eksiğinin fizik olarak zayıf görüntüsü olduğunu söyleyebiliriz ama o fiziğe göre oldukça güçlü bir yapısı var. Çok çalışıp biraz daha güçlenirse sadece alt yapıda değil A takım düzeyinde de başarılı olmaması için hiçbir sebep yok. Bir de maç esnasında kafası sürekli önünde, bu konuya da dikkat edip top ayağındayken tüm sahayı kontrol edebilecek şekilde bir bakış açısı yakalaması lazım. Eğer şımarmazsa ve daha çok çalışırsa Türk futbolu büyük bir yıldız kazanmak üzere. Yolun açık olsun Çetin Turan.

Not: Bu yazı hazırlık aşamdasındayken Çetin Turan, U19 Milli takıma seçildi.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Mustafa Ethem Erboğa

 Bu yazımda birkaç haftadır izlemeye aldığım Beşiktaş U16 takımının 1999 doğumlu forvet oyuncusu Mustafa Ethem Erboğa'dan bahsetmet istiyorum. Futbola Galatasaray alt yapısında başlayan Mustafa, 2013 yılında Avcılar Belediyespor altyapısına geçtikten sonra bu sezon Beşiktaş'a transfer oldu.

        Mustafa çok yönlü bir oyuncu, hem forve thattında hem forvet arkasında rahatlıkla kullanabilecek meziyetlere sahip. Hem toplu oyunda hem topsuz oyunda sürekli oyunun içerisinde. Sahada hiç saklanmıyor, hep boşluk arıyor. Rakip stoperlerle mücadeleden kaçmıyor, çok diri ve güçlü bir yapısı var. Son dakikaya kadar oyundan hiç düşmüyor. Maçın ilk dakikasından son düdüğüne kadar aynı fizik gücünü koruyor olması önemli bir artısı. Ceza sahası içerisindeki bitiriciliği ve gol vuruşları da bu yaş için gayet iyi. Son vuruş konusunda özel çalışmalar yaparak kendisini geliştirirse Beşiktaş'ta kalıcı olabilir. Oyun zekası ve oyun  bilgisi çok iyi. Duran toplardaki hava hakimiyeti ve sıçrama özelliği skora katkı yapmasına yardımcı oluyor. Yaşının verdiği eksikler dışında önemli bir zayıf yönü yok ama bazı pozisyonlarda ağır kaldığını gördüm, biraz daha çabuk düşünüp çabuk hareket etmesi gerek.

        U16 Milli takımımızın son aday kadrosuna baktığımda 2 forvet oyuncumuzun olduğunu ve 1 oyuncunun yaklaşık 2-3 aydır sakat olduğunu öğrenince Mustafa'nın neden alınmadığına şaşırdım. Biraz araştırma yaptım Azerbaycan milli takımına gönderildiğini öğrendim ve bu duruma çok içerledim. İnşallah bu yazdıklarımız biraz dikkate alınır ve milli takım hocalarımız tarafından izlemeye alınır, bu yetenek bizim milli takımımıza kazandırılır. Gelecekte hem Beşiktaş'ın hem de Milli takımımızın senelerce yararlanacağı bir oyuncu olabileceğine inanıyorum. Allah kardeşimizin yolunu açık etsin. 

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Altyapı

Altyapı ve Uzun Vade

        Günümüzde futbol artık daha endüstriyel bir yapıya bürünmüş durumda... Eskilerde Spor-Toto gelirleri ve bilet hasılatı kulüplerin gelir kaynağı olurken; şimdilerde lisanslı ürün satışı, TV yayınları, borsada işlem gören hisse senetleri ve tahvilleri, sponsorluk ve reklam gelirleri..vs gibi enstrümanlar devreye girdi.

        Elbette bu yatırım enstrümanları başlı başına yeterli olmuyor; zira altyapı dediğimiz temel olmadığı sürece ya tarihin tozlu ve sarı sayfalarında yerinizi alırsınız ya da sürekli dışarıdan oyuncu alıp muhasebe defterinizin sağ tarafının (giderler kısmının) bir hayli kabarık olmasını engelleyemezsiniz. Bu da yüklü bir maliyet anlamına gelir ki, can sıkıcı bir durumdur...

        Spor Toto Süper Lig, 949 Milyon Euro'luk değeriyle parasal açıdan Avrupa'nın en pahalı yedinci ligi; fakat ülke futbolu olarak altyapıda her daim sınıfta kalıyoruz. Yeterli ilgiyi gösterip tesisleşme hamlelerini atmıyoruz. Şampiyonlar Ligi gibi dev bir organizasyonda Anderlecht veArsenal 17-18 yaşındaki oyunculara forma şansı verebiliyorken, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamıza karşın altyapıda oynayan gençlere A takımda 90+4'te görev veriyoruz.

        Vakt-i zamanında gazetelerimizde boy boy Ajax modeli haberleri verilirdi; nedense iş icraata gelince çivi bile çakılmazdı. Elbette Türkiye'de olumsuz gelişmelerin yanında olumlu gelişmeler de olmuyor değil: Bucaspor'dan ayrılan Seyit Mehmet Özkan, 2012'de İzmir'in bir diğer köklü kulübü olanAltınordu'nun başına geçmesiyle "Şeytanlar" bir anda bambaşka bir takım kimliğine bürünüverdi: U7'ye kadar uzanan altyapı hamleleri gerçekleştirdi. Yeşilyurt ile sınırlı tesislerin üstüne Selçuk ve Kuşadası'nı ekledi. Şu anda yaş ortalaması 23 olan ve tamamı yerlioyunculardan oluşan bir kadro ile PTT 1.Lig'de mücadele ediyorlar. Rol modeli olarak da Athletic Bilbao seçilmiş. Seyit Mehmet Özkan, ülkemizde 30 milyon genç olduğunu ve kendi ülkesinin insanına değer verip onlarla başarıya ulaşmak amacında olduğunu özellikle vurguluyor. Olay yalnızca tesis ve altyapıyla sınırlı kalmıyor. Ulu Önder'in "ben sporcunun zeki çevik ve âhlaklısını severim" özdeyişinden destekler nitelikte hamleleri de söz konusu; bu nedenle iyi futbolcunun, iyi birey ve vatandaştan geçeceğini ve spordaki "fair-play" erdemini de oyuncularına aşılamaya çalışıyor.

        Futboldan anlayan ya da anlamayan hemen hemen herkes Türk futbolunun iyi yönetilmediğini ve iyiye gitmediği konusunda hemfikir; fakat tarafarları olsun,yöneticisi olsun şu günlük başarı peşinden koşmak ve günü kurtarma derdinden bir türlü sıyrılamıyoruz. Genç oyuncuların kendilerini gösterme fırsatını tanımıyoruz; onları yedek kulübelerine hapsedip performanslarının düşmesine, yeteneklerinin körelmesine, belki de ekmeğini kazandığı bu oyundan soğumasına yol açan durumu görmüyoruz ya da görmezden geliyoruz. Yalnızca futbolda değil toplumsal yaşamamızda  da bu durum söz konusu... Bilinmelidir ki; başarı yağmurlu, çamurlu, karlı yollardan geçilerek ulaşılabilir. Siz hiç, belli bir mevkiye gelen insanın çiçekli yollardan geçip de oraya ulaştığını duydunuz mu?

                                                                                     Furkan Buğra Yolcu

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Dünya ve Avrupa Futbolunun Yükselen değeri ''GALLER''

       Galler Britanya'da Birleşik Krallık'a bağlı dört ülkeden biri. Başkenti ve en büyük şehri Cardiff'tir.  Galler dünyanın en eski 3.Futbol Fedarasyonu olmasına rağmen şu ana kadar futbolda adından pek söz ettiremediği bir gerçek.  Fakat futbolun kurallarını belirleyen üç ülkeden biri olması da gözlerden kaçmıyor. Geçmişten gelen köklü futbol geleneğinin meyvelerini son yıllarda almaya başladılar desek doğru bir yargıda bulunmuş oluruz.
       Tenik direktörlüğü şuan 2 yıldır olduğu gibi Chris Coleman yapmaktadır ve 2016 ya kadar sözleşmesi bulunmaktadır. Şüphesiz ki Galler denilince akla dünyanın en pahalı futbolcusu olarak akla gelen Real Madrid'in yıldız oyuncusu Gareth Bale gelir. Galler milli takımının en önemli oyuncusudur. Onu yine başka bir dünya devi olan Aaron Ramsey takip eder. 
       Bu yıldız isimlerin yanı sıra hemen hemen hepsi İngiltere Premier ligde forma giyen gelecek vaad bir çok genci kadrosunda bulunduran Galler bunların meyvesini Euro 2016 Elemelerinde topladığı 11 puanla ( 3G-2B ) Belçika ile liderliği paylaşarak almaktadır. 
        Bale ve Ramsey dışındaki göze çarpan oyunculardan bahsedersek bu sezon Tottenham formasıyla 20 maça çıkan 21 yaşında ki Ben Davies Galler savunmasının yıllarca vazgeçilmezi olacağının sinyallerini veriyor. Yine savunmanın solunda görev alan Swesea ile bu sezon 30 maça çıkan 25 yaşında ki Neil Taylor Galler futbolunun yükselişinde önemli katkıda bulunan genç isimlerden sadece birisi. Bu 2 genç oyuncunun başarısını gruplarda 5 maçta sadece 2 gol yiyen ( birisi penaltıdan ) Galller takımından anlayabiliriz.
       Orta sahasında ise bu sene Liverpool'un bu sezon en önemli oyuncularından olan 25 yaşındaki Joe Allen sorumluluğu üstleniyor. Joe Allen'a yardımcı olan isim ise Cyristal Place'ın tecrübeli oyuncusu Joe Lidley.
     Hücum hattından bahsetcek olursak Bale ve Ramsey demek yeterli olacaktır sanırım. Yaş ortalaması 25 in altında olan Galler milli takımı günümüz futbolunun yeni futbolcu fabrikası diyebiliriz. Bunda İngiltere ile aynı krallıkta olmasının ve İngiliz futboluna Arap sermayesinin girmesiyle birlikte alınan yüksek bonservisli İngiliz olmayan futbolcular etken olduğu söylenebilir. Son dönemde İngiliz futbolunun gerileyip Galler futbolunun atağa kalkmasını Bale gibi Ramsey gibi futbolcuları izlemek biz futbol sevenleri sevindirdiği aşikar.
     Bir kaç turnuva sonrasında tıpkı Belçika gibi Galler Milli takımınıda çeyrek finallerde yarı finallerde göreceğimizden benim şüphem yok açıkcası. Artık grupların demir başı olacakları kesin. Yanılmayacağımı umuyorum ve bir sonraki yazıda görüşme dileğimle yazımı sonlandırıyorum :)

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Son Los Galacticos Marco Asensio

Son Los Galacticos: Marco Asensio

        Real Madrid, Real Mallorca altyapısında yetişen genç oyuncu Marco Asensio ile 5 yıllık anlaşma sağladı. Başta Barcelona olmak üzere birçok dünya devinin peşinde olduğu Asensio, tercihini Real Madrid'ten yana kullandığını İspanyol radyo kanallarından Cadena SER'e verdiği röportajla duyurdu.

        Mallorca'nın son dönemlerde yetiştirdiği en önemli oyuncu olarak lanse edilen Marco Asensio'nun, Real Madrid'le 5 yıllık olan anlaşması önümüzdeki sezondan itibaren geçerli olacak. İspanyol yetenek 2014-15 sezonu boyunca Kırmızı-siyahlı ekipte oynamaya devam edecek. Bu sezon Mallorca formasıyla geride kalan 15 haftada 14 lig maçına çıkan 18'lik ofansif orta saha 3 gol 6 asistlik başarılı derece kaydetti. Gelecek vaat eden İspanyol yıldız adayı, bu 14 maçın tamamına ilk 11'de başlarken; 11 karşılaşmada da son düdüğe kadar sahada kaldı.


Oyuncu Raporu
Güçlü yönler: Çeviklik, kıvraklık, bitiricilik //Zayıf yönler: Hava topu mücadelesi

        Asıl mevkisi play-maker olan 1.78'lik Asensio, sol kanatta da oldukça etkili olabiliyor. Tekniği hat safhada olan İspanyol oyuncu, çalım becerilerinde ise Ronaldo'yu pek hoşnut etmeyecek gibi görünüyor. Zira Marco'nun kısa adımlarla topu ayağından fazla aşmayan top sürüş becerisi Lionel Messi'yi andırıyor.

        Çiçeği burnunda Los Galacticos rakiplerinin üzerine korkusuzca giderken, ani ve kolay bilek hareketleri ile onları rahatça ekarte ediyor. Bununla da kalmayan genç oyuncu ölü noktalara gönderdiği sert ve isabetli gol vuruşlarıyla kalecileri de gafil avlıyor. Öte yandan Asensio, topu ayağına yakıştırırken seyirciyi kendine zevkle bağlıyor. Kimi zamansa rakip defansa uyguladığı yıldırıcı presleriyletaraftarı ateşlemeyi de başarıyor.

        Real Madrid'in son gözdesi Marco Asensio'nun öne çıkan bir özelliği daha var ki; bu özelliği ona ''Sol Ayaklı Juninho'' lakabını taktıracak cinsten... Zira Marco, Olympique Lyon'da aralıksız 9 sezon forma giyen ve attığı sıradışı frikik golleriyle efsaneleşen Juninho Pernambucano'yu izliyormuş hissi uyandıranduran top kabiliyetiyle ağları sarsıyor, yakıyor...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments

Boris Cmiljanic (Yeni Zlatan) Analizi

        Boris, 17 Mart 1996'da büyük yetenekler çıkaran küçük bir ülke olan Karadağ'da dünyaya geldi. Futbola küçük yaşlarda başladı.Buducnost alt yapısında uzun boyu ve topla uyumu ile dikkatleri üzerine çeken Boris, 2012'de 16 yaşındayken Petrovac'a karşı ilk lig maçını oynadı. Geçtiğimiz sezon belki de kariyerini büyük ölçüde etkileyecek bir sakatlık yaşadı ve 3 ay sahalardan uzak kaldı. Sadece 6 maça çıktı. Yaz transfer döneminde de 600 bin Euro karşılığında PSV'nin yolunu tuttu. PSV kariyerinde A takım ile hiç maça çıkmadı. Jong PSV'de ise 1 maç hariç ilk 11 çıkmadı ve 6 maça sonradan girip sol kanat oynadığı Roda JC maçında golünü attı. 1,93cm boyunda olan Boris'in hedefi İbrahimovic olmak. Şimdi gelelim nasıl bir oyuncu olduğuna;

Güçlü Yönleri
        Bitiricilik; Boris oldukça iyi bir bitirici. Santrafor oynadığı zamanlarda uygun pozisyon bulduğunda kolay kolay affetmiyor. Son vuruşları ortalamanın oldukça üstünde. 

        Dribling; 1,93cm'lik boyuna ve kalıbına rağmen topla oldukça hızlı ve iyi bir driblingci. Adam geçme konusunda sıkıntısı yok.


        Topsuz Oyun/Yaratıcılık; Boris'in geleceğini parlak gösteren en büyük etkenlerden biri de etkili topsuz oyunu. Fiziğini çok iyi kullanan ve yaptığı fake koşular ile arkadaşlarını rahatlatan Boris top ayağındayken de oldukça etkili ve yaratıcı. Bu özellikleriyle de ünlü İsveçli yıldız Ibrahimovic'i andırıyor.

Oyun Tarzı/Pozisyonu
        WhoScored.com gibi sitelerde "Style of play" gibi bölümler olur. Ben de o tarz bir bilgi vermek istiyorum. En uçta santrafor mevkiinde ve false 9 olarak oynayabilen Cmiljanic,kanatlarda da oynayabiliyor. Bir forvet olarak yetişti ancak Jong PSV'de çıktığı 7 maçın 5'inde sağ ve sol kanat oynadı. Sağ ayaklı bir oyuncu olan Cmiljanic'in izlediğim kadarı ile en iyi oynadığı pozisyon 4-4-2'de sağ forvet. Böylece hem kanada kayıp hızını hem de diğer forvete paslarıyla yaratıcılığını ön plana çıkarıyor. 

Geleceği
        Şöyle bir özet geçersek; bu kadar uzun boylu olup da ayakları bu kadar çabuk olan nadir oyuncu vardır. Bunlardan biri de Cmiljanic. Eğer böyle devam ederse stoperlerin gelecekte en çok zorlanacağı oyunculardan biri olacaktır, -ki şimdiden o izlenimi veriyor. Topu ayağına aldığında, neredeyse 3 pozisyondan ikisinde faul ile durduruluyor. Umarım böyle bir yetenek heba olmaz. PSV'ye daha tam olarak uyduramadı. Takıma uyum sürecini atlattğında adı daha fazla duyulacaktır. İnşallah idolü olan Zlatan gibi iyi noktalara gelir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
0Comments